Cuma, Şubat 5

Sirius'tan Gelen Kurbağa-Tom Robbins-Kitaplarım:6

Nevet günler ,aylar birbirini kovaladı ve yine yazmak nasip oldu üvey evlat yerine koyduğum ilk bloguma...Napayım ki kahvelipastaya kayıyor aklım fikrim ve ne varsa oraya aktarıyorum içimde...Herneyse geçen hafta biterken küçük hüzünlere kapılıp salya sümük olmadığım amma pek sevdiğim bir kitaptan bahsedeyim.Bu adam zaten ne yazarsa pat diye yazar.Arkadaşına takındığın müthiş dürüstlükten yaklaşık on kat dürüst olur ki bu da vicdanla aynı işlevi taşısa da Robbinsinki arsızdır oldukça.Öyle olduğunu bilir ve yine de devam eder açık ,seçik yazmaya.


Ayrıntı'dan çıkan kitapta borsa dalgalanması,borsa simsarları falan kitabın tamamını kaplamış gibi gözükse de içine girince dipnot gibi gelemey başlıyor.Normal bir günlük anlatıda dalga mı geçiyon oğlum sen ya da kızım sen denilecek şeyleri Tom söyleyince illa bir kurgunun parçası olmak durumunda kaldığından böyle bir yorumu ağzınıza tıkıyor.Para heveslisi bir borsacı kızcağız ile Timbuktu denilen abuksubuktu yerden gelen bir herif arasındaki gerilim,adrenalin ve başka salgılar akıcı bir şekilde devam ederken,piyasa şartlarını etkileyen lağman ucu keşfedicisi bir doktorun,obezite medyumun ,bizim kızın dindar sevgilisinin ya da hırsız andre'nin ne yaptığı hiç de umrunuzda olmuyor.
Robbins Ağaçkakan 'da yaptığını gene yapmış gibi geldi...Sevgili başrol kızımız gene toplumca pek iyi etiketlenmemiş bir herife takıldı ve her nasılsa gene doğru yolu seçti...Acaba diyorum o etiketlenmiş insanları kendinden yola çıkarak mı yazıyor?Ayrıca hiç bir şey bu herifin umrunda değilmiş gibi yazıyor da yazıyor...Hikaye içindeki hikayelerini nası bulduğunu bilmiyorum,ondan her şeyi beklerim.Neyse adamın uslübunu beğenmezseniz o güzelim parmaçıklarınızı kitaptan hemen sıyırın ve bir daha dokunmayın ama onun dışında kalanlara önerim devam,devam...

Cumartesi, Aralık 5

CEHENNEME ÖVGÜ -Gündüz Vassaf Kitaplarım:5



Bu kitap nasıl anlatılır bilemiyorum.Bir arkadaşımdan duyduğum çok güzel tanımlaması bana yetmemiş olacak ki ancak bir sene sonra tesadüf eseri bir kitapçıda görüp edindim...Bilmeden yaptığım ne mantıklı hareketmiş meğer,kitabı aldığımdan beri okuyup ,bırakıp tekrar okuyorum ve gariptir ki yalnızca 3 sayfa bile okusam doyurduğunu hissediyorum,bir yerlere bir kaç taş eklediğini,beynimin bir yerlerindeki akışın hızlandığını...Kitaplığımda unutuyorum bazen onu ama kendisi ,kendini unutturduğu için değil ,benim beynimin çöplük bilgiler yüzünden onu hatırlayamaması yüzünden...Kitap başta ingilizce yazılmasına ve çevirisini okumama rağmen ,en azından benim gözümle görülen bir çarpıklık söz konusu değil.

Bu kadar öznel yorumdan sonra içinde neler olduğu hakkında biraz fikir edindireyim.Kitap perde ,perde ve her perdeyi araladığınızda başka bir gerçeğin ardını aralattırıyor.Evet böyle bir şey var, evet bu ne kadar mantıklı,bunu görmek zor değil aslında öyleyse neden...gibi bir sürü cümlevat kuruyor ve devam ediyorsunuz.Yazılanları hazmetmek için yavaş yavaş okumanız lazım geliyor . Özgürlük,cehennem algısı,kahramanlık,iktidar olguları ve bunun gibi pek çok konuya farklı bir açıdan bakıyorsunuz.Bu kadar sivri yazılmış
kitabın hala nasıl beynime girişinin nasıl bukadar yumuşak ve kolay olabildiğini ise hala kavrayamadım...

Yazarın siyasi görüşü vs. umrumda bile değildi,tek gözüken söyledikleri ne kadar da mantıklıydı,bazı şeyler ne kadar da içler acısıydı ve aslında isteyince ne kadar da kör olabiliyorduk...Dili ise ilk başta akademik gözükebilir ama kesinlikle akıcı ve net.Aydınlar arası yazalım ,anlayanlar okusun ,diğerleri zaten anlamaz vs gibi bir algı ise kendini bu kitapta yalanlatıyor...Herkesin okuyup üzerine tek tek düşünmesi gereken konular ve bu da herkesin mutlaka birkaç kere okuması gereken bir kitap...

Onun dışında basit gibi gözüken ayrıntılarda gayet hoş,kitabın kapağının arkasında ve son kısımdaki iskelet figürü , her bölüm başındaki alıntılar ise bu hoşluklardan...Şimdi sosyolojik uyuz bir kitap öneriyordur diye düşünülmesin sakın,değil çünkü...

Okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum.Böyle bir kitap var ve hala okumadınız mı?Çok ayıp...

BURAYA BAKIN BİR DAKİKA!


Burada bulunduğunuz her saniye yaşadığınız evrene büyük katkılar sağlayacak demek isterdim ... Ancak tek söyleyebileceğim, kahvenizi alın da oturun ... Yani demek istediğim, hoşgeldiniz her kimseniz...