Çarşamba, Kasım 25

GAMER-OYUNCU Arşivimden:21

Evet ,bir süredir nedense diğer bloguma göre buraya üvey evlat muamelesi gösteriyorum.Anlayış göstereceğini umuyorum,insan sadece akşamları oturunca film,kitap yada herneyse üzerine yazmak ,bir şiir,deneme ,hikaye yazmak yanında daha nötr ,duygusuz kalabiliyor.

Şimdi tüm bunların felsefesi yerine izlediğim filme geçelim: ‘Gamer’.Bu film abimle izlemeye tereddüt ettiğimiz çünkü bazen olumlu bazen olumsuz yorumlar alan filmdi ama artık aştık onu.Gerard Butler başrolümüz.Adam Spartalı’dan sonra aldı başını gitti ,sürekli yeni bir film yada karakterde görüyoruz.Yalnız bu filmdeki sert duruşu ,mavi gözlerini kamçılayan tozlu,pislikli asker makyajı pek oturuyor kendisine.Zaten Spartalı'da da öyleydi üstüne karanlık çekim de olunca ürkünç bir komutan olmuştu ve normal halinin sarışın, baya baya masum bir şey olduğunu görünce şaşırmıştım - ohalini de kullanıyorlar gerçi romantik komedilerinde-.Neyse aslında senaryo ilginç,idam mahkumları bir tane uyanık –paragöz tarafından bir projeye dahil ediliyor.Bu projeden kasıt ise dışarıdan oyuna para yatıran zenginlerin, bu idam mahkumlarıyla oluşturulan oyunu ve oyuncuları kontrol edebilmesi.Yani bizim Gerard’ın eline bildiğimiz oyunlardaki gibi silah seçiyoruz,yönlendiriyoruz,hedefleri vurduruyoruz ve level atlıyoruz,tüm dünyada buna şahit oluyor.



Az önce söylediğim uyanık-paragöz ,tüm bunların başlangıcı olan adam mahkumların beyinlerine bir madde verip,dışarıdan kontrol edilebilir hale getirtiyor.Böylece tık ,tık adam sen ne dersen ona göre hareket edebiliyor.Tabi kendi düşünceleri yok mu bu sırada,var ama elinden gelen bir şey yok.Bunu yapan kim dersiniz,gerçek ismini boşverin,bizim Dexter yahu,hani milleti pek hijyenik şekilde kemiklerine ayıran ,duygusuz gerçek Dexter.



Devamında oyun adıyla Kable levelleri bir bir atlıyor,sonra kurtulmak için bir şans elde ediyor,bu sırada karısını ,kızını da kurtarması lazım vs vs böyle devam ediyor…Dedim ya konu gayet güzel aslında da birşeyler eksik.Film kısa değil ama bir anda bitiyor hissi var.Tamam akıcılık da bu etkenler biri ama asıl neden tam doyurmaması.Biraz daha yedirmeleri gerekirdi ,sonrasında finali gayet Türk filmi kıvamında ve çok da uyuşmamış.O kadar materyal,teknoloji kullandık,filmi buraya kadar getirdik aman bu da böyle bitsin demişlerdir herhalde diye güldüm içimden.Birde şu Amerikan sapıklıklarını araya katmasalar ölürler,sanki film onlar olmadan izlenmeyecek.Kızdırdılar beni gene ya neyse vakit geçirilir bir film diyelim ve kapatalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BURAYA BAKIN BİR DAKİKA!


Burada bulunduğunuz her saniye yaşadığınız evrene büyük katkılar sağlayacak demek isterdim ... Ancak tek söyleyebileceğim, kahvenizi alın da oturun ... Yani demek istediğim, hoşgeldiniz her kimseniz...